Belirtiliisim tamlaması ile 10 örnek - İlketkinlik. Belirtili isim tamlaması, belirtisiz isim tamlaması, zincirleme isim tamlaması ve takısız isim tamlaması isim tamlaması çeşitlerindendir Belirtisiz İsim Tamlaması Örnekleri 20 Tane. Bu yazımızda belirtisiz isim tamlaması örnekleri 20 tane kısaca olarak bilgi aktaracağız. Yeninesil sorulardan oluşan 6. sınıf Türkçe testleri online çöz ve sınavlara hazırlan. Cevaplı ve çözümlü farklı soru tiplerinden oluşan testleri süreli ve puanlı şekilde çözerek konuları tekrar et. Test çözmek, ders tekrarı yapmanın ve öğrendiklerini pekiştirmenin en iyi yollarından biridir. DersNotları – İsim (Ad) Tamlaması İsim (Ad) Tamlamaları Bir ismin aitlik ilgisi bakımından daha belirli hâle gelmesi için başka bir isim tarafından tamlanmasıyla meydana gelen söz öbeğine isim tamlaması denir. ölühayvan: sıfat tamlaması Zincirleme İsim Tamlaması . Başlı başına bir isim tamlaması çeşidi değildir. Bu tür isim tamlamalarının tek özelliği, bazen tamlayanın, bazen tamlananın, bazen de her ikisinin birden herhangi bir isim tamlaması olmasıdır. Yani ikiden fazla isimden oluşmasıdır. 3 2 deki gibi aynı şekilde ve sıfat tamlaması. 4.Belirtili İsim Tamlaması 5-Belirtili İsim tamlaması 6- Belirtisiz isim tamlaması 7 yi bulamadım :( 8- Zincirleme isim tamlaması Check'zincirleme isim tamlaması' translations into English. Look through examples of zincirleme isim tamlaması translation in sentences, listen to pronunciation and learn grammar. 7M3jM. Belirtisiz isim tamlamaları-vişne reçeli-kek kalıbı-kahve bardağı-yemek takımı-portakal bahçesi-elma suyu-fındık kabuğu-çocuk odası-duvar saati-diş fırçasıBelirtili isim tamlamaları-kapının kolu-evin odası-dolabın çekmecesi-kalemin rengi-pencerenin camı-bahçenin girişi-dolabın rafı-tencerenin kapağı-çiçeğin saksısı-odanın duvarıZincirleme isim tamlamaları-evin odasının köşesi-çay bardağının tabağı-erik reçelinin kavanozu-kalem kutusunun rengi-çöp kutusunun kapağı-Ali'nin arabasının bagajı-vitrin camının yansıması-karton bardağın şekli-cep telefonunun markası-masa örtüsünün deseni-televizyon kumandasının düğmesiBILGILER BANA AITTIRBASARILAR…UMARIM BEGENIRISIN İSİM TAMLAMASI - İZAFET Arapça eğitimimizin bu dersinde isim tamlamasını, muzaf-muzâfun ileyh konusunu işleyeceğiz. Şimdi, ilk önce izafetin manasını öğrenelim ve daha sonra muzaf ve muzâfun ileyh ögelerinin özelliklerini işleyelim… En az iki ismin yan yana gelerek anlamca birbirini tamamlamalarına izafet denir. Eğer izafet, iki isimden daha fazla isimler arasında olursa, buna “tetâbu-i izafet” yani “zincirleme isim tamlaması” denir. Demek, iki ismin yan yana gelmesi ve birbirini tamamlamasına izafet denilirken, isimler ikiden fazla olursa, buna “zincirleme isim tamlaması” manasında “tetâbu-i izafet” denilir. İzafetin iki ögesi vardır. Bunlar muzaf ve muzâfun ileyhtir. Muzaf tamlanan; muzâfun ileyh ise tamlayandır. Birazdan örnek tamlamalar üzerinde tahlil yaptığımızda, muzaf ve muzafun ileyh ögelerini çok net bir şekilde anlayacaksınız. Ama ilk önce izafetin çeşitlerini öğrenelim İzafetin iki çeşidi vardır 1- Manevi izafet, 2- Lafzî izafettir. Manevi izafet en çok kullanılan izafet çeşididir ve bu izafete aynı zamanda “hakiki izafet” de denilir. Türkçede “Sınıfın kapısı” “Ali’nin evi”, “Okul bahçesi” “Bizim odamız” “Atın ayağı” şeklinde söylediğimiz izafet, bu izafettir. İzafetin birinci ögesine “muzaf”, ikinci ögesine ise “muzafun ileyh” denilir. Şimdi manevi izafeti, muzaf ve muzafun ileyhi örnek 10 Arapça tamlama ile inceleyelim Arapçada İzafet yapılırken, Türkçeye göre ters düşünülür. Mesela, “evin kapısı” demek için, önce “kapı” sonra “ev” kelimeleri getirilir. Çünkü Arapçada, önemli olan, yani kendisinden bahsedilen daha önce gelir. “Evin kapısı” denildiğinde; evden değil, kapıdan bahsedilmektedir. Bu sebeple “kapı” kelimesi, “ev” kelimesinden daha önce gelir. Demek, Arapçada izafet yapılırken, Türkçeye göre ters düşünmelisiniz. Şimdi, “evin kapısı” tamlamasını Arapça olarak tahlil edelim بَابُ الْبَيْتِ dediğimizde, “bâb” kelimesi “kapı” manasındadır. “beyt” ise “ev” demektir. Gördüğünüz gibi, “kapı” manasındaki “bâb” kelimesi önce gelmiştir. Burada “bâb” muzaftır, yani tamlanandır. “Beyt” ise muzâfun ileyhtir, yani tamlayandır. بَابُ الْبَيْتِ ev kapı = Evin kapısı بَابُ الْبَيْتِ muzafun ileyh muzaf Başka bir tamlamada yine muzaf ve muzafun ileyhi görelim قَوْمُ نُوحٍ “Nuh’un kavmi” demektir. Burada, “kavm” kelimesi “kavim” manasındadır. Gördüğünüz gibi, “Nuh” değil, “kavm” önce gelmiştir. Türkçeye göre tamamen terstir. Türkçede önce “nuh” gelirken, Arapça önce “kavm” kelimesi gelmektedir. Burada “kavm” muzaftır, yani tamlanandır. “Nuh” ise muzâfun ileyhtir, yani tamlayandır. قَوْمُ نُوحٍ Nuh kavim = Nuh’un kavmi قَوْمُ نُوحٍ muzafun ileyh muzaf Şimdi de başka bir tamlamayı inceleyelim لَيْلَةُ الْقَدْرِ “Kadir gecesi” demektir. Burada, “leyleh” kelimesi “gece”; “kadr” ise “kadir” manasındadır. Gördüğünüz gibi, “gece” manasındaki “leyleh” kelimesi önce gelmiştir. Türkçeye göre tamamen terstir. Türkçede önce “kadir” gelirken, Arapça önce “gece” kelimesi gelmektedir. Burada “leyley” muzaftır, yani tamlanandır. “kadr” ise muzâfun ileyhtir, yani tamlayandır. لَيْلَةُ الْقَدْرِ Kadir gece = Kadir gecesi لَيْلَةُ الْقَدْرِ muzafun ileyh muzaf Şimdi de başka bir tamlamayı inceleyelim. Örnekler çoğaldıkça mesele çok daha iyi anlaşılacaktır خَيْرُ الْبَرِيَّةِ “Yaratılmışların en hayırlısı” demektir. Burada, “hayr” kelimesi “hayır”; “beriyye” ise “mahlûkat ve yaratılmış” manasındadır. Gördüğünüz gibi, “hayr” kelimesi yine önce gelmiştir. Türkçeye göre tamamen terstir. Türkçede, önce “yaratılmış” gelirken; Arapça, önce “hayır” kelimesi gelmektedir. Burada “hayr” muzaftır, yani tamlanandır. “beriyye” ise muzâfun ileyhtir, yani tamlayandır. خَيْرُ الْبَرِيَّةِ yaratılmışlar hayır = Yaratılmışların en hayırlısı خَيْرُ الْبَرِيَّةِ muzafun ileyh muzaf Şimdi de başka bir tamlamayı inceleyelim اِخْوَانُ لُوطٍ “Lut’un kardeşleri” demektir. Burada, “ihvan” kelimesi “kardeşler” manasındadır. Gördüğünüz gibi, “kardeşler” manasındaki “ihvan” kelimesi önce gelmiştir. Türkçeye göre tamamen terstir. Türkçede önce “Lut” gelirken, Arapça önce “kardeşler” kelimesi gelmektedir. Burada “ihvan” muzaftır, yani tamlanandır. “lut” ise muzâfun ileyhtir, yani tamlayandır. اِخْوَانُ لُوطٍ Lut kardeşler = Lut’un kardeşleri اِخْوَانُ لُوطٍ muzafun ileyh muzaf Artık meseleyi anlamış olduğunuzu kabul ediyor ve örnekleri biraz daha hızlı geçiyoruz نَصْرُ اللَّهِ “Allah’ın yardımı” demektir. Burada “nasr” muzaftır, yani tamlanandır. “Allah” ise muzâfun ileyhtir, yani tamlayandır. نَصْرُ اللَّهِ Allah yardım = Allah’ın yardımı نَصْرُ اللَّهِ muzafun ileyh muzaf مَلِكُ النَّاسِ “İnsanların meliki” demektir. Burada “melik” kelimesi muzaftır, yani tamlanandır. “naas” ise muzâfun ileyhtir, yani tamlayandır. مَلِكُ النَّاسٍ İnsanlar Melik = İnsanların Meliki مَلِكُ النَّاسِ muzafun ileyh muzaf حَبِيبُ التَّوَّابِينَ “Tövbe edenlerin sevgilisi” demektir. Burada “habiib” kelimesi muzaftır, yani tamlanandır. “tevvaabiin” ise muzâfun ileyhtir, yani tamlayandır. حَبِيبُ التَّوَّابِينَ Tövbe edenler sevgili = Tövbe edenlerin sevgilisi حَبِيبُ التَّوَّابِينَ muzafun ileyh muzaf وَعْدُ اللَّه “Allah’ın vaadi” demektir. Burada “va’d” kelimesi muzaftır, yani tamlanandır. “Allah” ise muzâfun ileyhtir, yani tamlayandır. وَعْدُ اللَّهِ Allah vaad = Allah’ın vaadi وَعْدُ اللَّهِ muzafun ileyh muzaf Ve son olarak bir örnek daha yapalım جُنُودُ اللَّهِ “Allah’ın askerleri” demektir. Burada “cünud” kelimesi muzaftır, yani tamlanandır. “Allah” ise muzâfun ileyhtir, yani tamlayandır. جُنُودُ اللَّهِ Allah askerler = Allah’ın askerleri جُنُودُ اللَّهِ muzafun ileyh muzaf Buraya kadar olan bölümü kısaca tekrar edecek olursak İsim tamlaması, iki ögeden oluşur. 1- muzaf 2- muzafun ileyh. Muzaf, tamlamanın birince kelimesidir. Muzafun ileyh ise ikinci kelimesidir. Ayrıca İzafetin ikiye ayrıldığı söylemiştik Manevi izafet ve lafzi izafet. Buraya kadar, manevi izafetin, diğeri ismiyle “hakiki izafetin” ne olduğunu öğrendik. Şimdi, Manevi izafetin ögeleri olan, muzaf ve muzafın ileyhin özelliklerini öğrenelim Manevi izafetin ögelerini şöylece maddelemek mümkündür 1- Muzaf, manevi izafetin birinci ögesidir. Muzaf olan kelimenin özellikleri şunlardır 1- Muzaf olan kelime tenvin almaz. Mesela, بَابُ الْبَيْتِ “evin kapısı” tamlamasında “bâb” kelimesi muzaftır. Bu kelime tenvin almamaktadır. نَصْرُ اللَّهِ “Allah’ın yardımı” tamlamasında “nasr” kelimesi muzaftır. Bu kelime tenvin almamaktadır. Ve yine اِخْوَانُ لُوطٍ“Lut’un kardeşleri” tamlamasında “ihvan” kelimesi muzaftır. Bu kelime tenvin almamaktadır. Bu misallerde olduğu gibi, isim tamlamasında, muzaf olan kelime, tenvin almamaktadır. Muzaf olan kelimenin 2. özelliği şudur Muzaf, harf-i tarif almaz. Harf-i tarifi daha önce öğrenmiştik. Dilerseniz ilk önce harf-i tarifi hatırlayalım ve daha sonra örnek tamlamalar ile muzafın harf-i tarif almadığını görelim Marife Marife, nekranın zıddıdır. Söylendiği zaman, kimden veya hangi şeyden bahsedildiği tam olarak anlaşılan, belirli bir kimseden veya hangi şeyden bahsedildiği tam olarak anlaşılan, belirli bir kimseyi veya şeyi gösteren isimlerdir. Yine İngilizce bilenler için; Arapçada marife, İngilizcede “the” ile kullanılan isimlere gibidir. Meselaمُدَرِّسٌ dediğimizde, herhangi bir öğretmeni kastetmiş olurken; اَلْمُدَرِّسُ dediğimizde, yani kelimeyi elif-lam takısıyla, marife olarak ifade ettiğimizde, artık tanınan ve bilinen bir öğretmeni kastetmiş oluruz… Muzaf kelimenin, harf-i tarif yani “elif-lam” almamasını şimdi örnekleriyle görelim Mesela, بَابُ الْبَيْتِ “evin kapısı” tamlamasına bakalım. Burada muzaf olan “bâb” kelimesi “elbaab” şeklinde gelemez yani muzaf, harf-i tarif almaz. Yine نَصْرُ اللَّهِ “Allah’ın yardımı” tamlamasında “nasr” kelimesi muzaftır. Bu kelime harf-i tarif almaz. Yani اَلنَّصْرُ اللَّهِ denilemez. Ve yine جُنُودُ رَبِّكَ “Rabbi’nin orduları” tamlamasında “cünuud” kelimesi muzaftır. Bu kelime harf-i tarif almaz ve اَلْجُنُودُ رَبِّكَ şeklinde söylenmez. Bu misallerde olduğu gibi, isim tamlamasında, muzaf olan kelime, harf-i tarif almamaktadır. Muzaf olan kelimenin 3. Özelliği şudur Muzafın irabı, cümledeki yerine göre değişir. Mesela نَصْرُ اللَّهِ “Allah’ın yardımı” tamlamasını ele alalım. Eğer bu tamlamanın önünde harf-i cer varsa, muzaf cer olarak telaffuz edilir مِنْ نصْرِ اللَّهِ da olduğu gibi. Eğer cümlenin önünde “inne” ve kardeşlerinden birisi varsa, muzaf fethalı okunur اِنَّ نصْرَ اللَّهِ da olduğu gibi. İşte bunlar gibi, muzafın irabı, cümledeki yerine göre değişir. Bazen ötreli, bazen fethalı bazen de esreli okunur. Muzaf olan kelimenin 4. Özelliği şudur Müsenna ve Cem’i müzekker-i salim isimler muzaf olduklarında sonlarındaki “nun” ن düşer. Dilerseniz ilk önce müsennayı ve Cem’i müzekker-i salimi bir kez daha hatırlayalım ve bu maddenin örnek tamlamalarını daha sonra inceleyelim Müsenna Aynı tür varlıklardan iki taneyi gösteren kelimelere denir. Müsenna yerine “tensiye” kelimesi de kullanılır. Buna göre, Arapçada, “iki” sayısını kullanmadan da tek bir kelimeyle, aynı varlığın iki ferdine işaret edilebilir…. Şimdi de cem’in manasını öğrenelim. Cem’i Aynı tür varlıklardan olup, ikiden fazla varlığı gösteren kelimelere denir. İsimlerin cem’i, yani çoğulu, belli bir kurala göre gelmediği için ancak sözlüğe bakarak veya bir başkasından duyarak öğrenilir. Yani isimlerin cem’i, semâî’dir…. CEM-İ MÜZEKKER-İ SALİM Cem-i müzekker-i salim, kaideye uygun olarak çoğul olan müzekker demektir. Müzekker ve müennes kelimelerin ne manaya geldiğini daha önceki dersimizde öğrendiğimiz için burada tekrar etmiyoruz. Demek, cem-i müzekker-i salim, müzekker bir ismin çoğulu demektir… Şimdi, Müsenna ve Cem’i müzekker-i salim isimler muzaf olduklarında sonlarındaki “nun” un ن nasıl düştüğünü örnekleriyle görelim. İlk önce müsenna isimlere bakalım mesela, بَابَانِ müsennadır ve “iki kapı” manasındadır. Bu kelime, muzaf olduğunda, mesela “Evin iki kapısı” denilmek istendiğinde, kelimenin sonundaki “nun” düşer ve بَابَا الْبَيْتِ şeklinde söylenir. Şimdi başka bir misale bakalım نَافِذَتَانِ müsennadır ve “iki pencere” manasındadır. Bu kelime, muzaf olduğunda, mesela “Odanın iki penceresi” denilmek istendiğinde, kelimenin sonundaki “nun” düşer ve نَافِذَتَا الْغُرْفَةِ şeklinde söylenir. Şimdi başka bir örneğe bakalım كِتَابَانِ müsennadır ve “iki kitap” manasındadır. Bu kelime, muzaf olduğunda, mesela “Öğrencinin iki kitabı” denilmek istendiğinde, kelimenin sonundaki “nun” düşer ve كِتَابَا التِّلْمِيذِ şeklinde söylenir. Başka bir örnek بِنْتَانِ müsennadır ve “iki kız” manasındadır. Bu kelime, muzaf olduğunda, mesela “Ali’nin iki kızı” denilmek istendiğinde, kelimenin sonundaki “nun” düşer ve بِنْتَا عَلِىٍّ şeklinde söylenir. Son bir örnek daha verelim أَمْرَانِ müsennadır ve “iki emir” manasındadır. Bu kelime, muzaf olduğunda, mesela “İslam’ın iki emri” denilmek istendiğinde, kelimenin sonundaki “nun” düşer ve أَمْرَا اْلاِسْلاَمِ şeklinde söylenir. Bu ve bunun gibi birçok gramer dersini kolaylıkla öğrenmek için TIKLAYINIZ!!! Şimdi de cem-i müzekker-i salimin muzaf olduğunda sonundaki “nun”un nasıl düştüğünü örnek tamlamalarda görelim Mesela, مُعَلِّمُونَ cem-i müzekker-i salimdir ve “öğretmenler” manasındadır. Bu kelime, muzaf olduğunda, mesela “Okulun öğretmenleri” denilmek istendiğinde, kelimenin sonundaki “nun” düşer ve مُعَلِّمُو الْمَدْرَسَةِ şeklinde söylenir. Şimdi başka bir misale bakalım مُهَنْدِسُونَ cem-i müzekker-i salimdir ve “mühendisler” manasındadır. Bu kelime, muzaf olduğunda, mesela “Şirketin mühendisleri” denilmek istendiğinde, kelimenin sonundaki “nun” düşer ve مُهَنْدِسُو الشَّرِكَةِ şeklinde söylenir. Başka bir örnek مُشْرِكُونَ cem-i müzekker-i salimdir ve “müşrikler” manasındadır. Bu kelime, muzaf olduğunda, mesela “Kureyş’in müşrikleri” denilmek istendiğinde, kelimenin sonundaki “nun” düşer ve مُشْرِكُو قُرَيْشٍ şeklinde söylenir. Başka bir örnek حَارِسُونَ cem-i müzekker-i salimdir ve “bekçiler” manasındadır. Bu kelime, muzaf olduğunda, mesela “Fabrikanın bekçileri” denilmek istendiğinde, kelimenin sonundaki “nun” düşer ve حَارِسُو الْمَصْنَعِ şeklinde söylenir. Son bir örnek daha verelim فَاتِحُونَ cem-i müzekker-i salimdir ve “fatihler” manasındadır. Bu kelime, muzaf olduğunda, mesela “Şehrin fatihleri” denilmek istendiğinde, kelimenin sonundaki “nun” düşer ve فَاتِحُو الْمَدِينَةِ şeklinde söylenir. Buraya kadar manevi izafetin 1. ögesi olan muzafın özelliklerini öğrendik ve örnek tamlamalarda bu özellikleri gördük. Şimdi manevi izafetin 2. ögesi olan muzafun ileyhin özelliklerini inceleyeceğiz. Muzafun ileyh, izafetin 2. ögesidir. Muzafun ileyhin 1. Özelliği şudur muzafun ileyh, harf-i tarif olan “elif-lam” alabilir. Eğer alırsa, manevi izafette, “belirtili isim tamlaması” olur. Eğer almazsa “belirtisiz isim tamlaması olur.” Örneklerde gördüğünüzde bu noktayı daha iyi kavrayacaksınız Mesela بَابُ بَيْتٍ dediğimizde, “bâb” muzaftır. “Beyt” ise muzâfun ileyhtir. Burada “beyt” kelimesi elif-lam takısı olan harf-i tarif ile gelmediğinden, bu izafet, “belirtisiz bir izafettir” ve herhangi bir evin kapısı kastedilir. بَابُ بَيْتٍ muzafun ileyh muzaf ev kapı = Herhangi bir ev kapısı Eğer بَابُ الْبَيْتِ şeklinde söyler, yani muzafun ileyh “harf-i tarif” ile ifade edersek, o zaman bu izafet “belirtili isim tamlaması” olur ve belli bir evin kapısı kastedilmiş olur. بَابُ الْبَيْتِ muzafun ileyh muzaf ev kapı = Belirli bir evin kapısı Şimdi başka bir örneği inceleyelim مَقْصَفُ مَدْرَسَةٍ dediğimizde, “maksaf” muzaftır. “medrese” ise muzâfun ileyhtir. Burada “medrese” kelimesi elif-lam takısı olan harf-i tarif ile gelmediğinden, bu izafet, “belirtisiz bir izafettir” ve herhangi bir okulun kantini kastedilir. مَقْصَفُ مَدْرَسَةٍ muzafun ileyh muzaf okul kantin = Herhangi bir okul kantini Eğer bu tamlamayı, مَقْصَفُ الْمَدْرَسَةِ şeklinde söyler, yani muzafun ileyh “harf-i tarif” ile ifade edersek, o zaman bu izafet “belirtili isim tamlaması” olur ve belli bir okulun kantini kastedilmiş olur. مَقْصَفُ الْمَدْرَسَةِ muzafun ileyh muzaf okul kantin = Belirli bir okulun kantini Belirtili isim tamlamasına birkaç örnek daha verelim مِصْبَاحُ الْغُرْفَةِ “Odanın lambası” manasındadır. Bu tamlamada muzafun ileyh “harf-i tarif” ile ifade edilmiştir. Bu sebeple, bu izafet “belirtili isim tamlaması” olur ve belli bir odanın lambası olur. مِصْبَاحُ الْغُرْفَةِ muzafun ileyh muzaf oda lamba = Belirli bir odanın lambası Başka bir örnek كُتُبُ الْكَاتِبِ “Yazarın kitapları” manasındadır. Bu tamlamada muzafun ileyh yine “harf-i tarif” ile ifade edilmiştir. Bu sebeple, bu izafet “belirtili isim tamlaması” olur ve bilinen bir yazarın kitapları kastedilmiş olur. كُتُبُ الْكَاتِبِ muzafun ileyh muzaf yazar kitaplar = Bilinen bir yazarın kitapları Başka bir örnek مَسْجِدُ الْقَرْيَةِ “Köyün camisi” manasındadır. Bu tamlamada muzafun ileyh yine “harf-i tarif” ile ifade edilmiştir. Bu sebeple, bu izafet “belirtili isim tamlaması” olur ve bilinen bir köyün mescidi kastedilmiş olur. مَسْجِدُ الْقَرْيَةِ muzafun ileyh muzaf köy mescid = Bilinen bir köyün mescidi Halbuki مَسْجِدُ قَرْيَةٍ denilerek muzafun ileyh “harf-i tarifsiz” ifade edilseydi, bu “belirtisiz isim tamlaması” olur ve bilinmeyen bir köyün mescidi kastedilmiş olurdu. Yine özel isimler muzafun ileyh olursa, bu belirtili isim tamlaması olur. Mesela, بَيْتُ حُسَيْنٍ “Hüseyin’in evi” manasındadır. Bu tamlamada muzafun ileyhi özel isimdir. Bu sebeple, bu izafet “belirtili isim tamlaması”dır. بَيْتُ حُسَنْنٍِ muzafun ileyh muzaf Hüseyin ev = Hüseyin’in evi Muzafun ileyhin 2. Özelliği şudur Muzafun ileyh cer durumunda gelir. Şimdi örneklerle muzafun ileyhin cer durumunu görelim Mesela قَوْمُ نُوحٍ tamlamasında, “kavm” muzaftır, “Nuuh” ise muzâfun ileyhtir ve harekesi esredir. قَوْمُ نُوحٍ muzafun ileyh muzaf Yine mesela لَيْلَةُ الْقَدْرِ tamlamasında “leyley” muzaftır, “kadr” ise muzâfun ileyhtir ve harekesi esredir. لَيْلَةُ الْقَدْرِ muzafun ileyh muzaf خَيْرُ الْبَرِيَّةِ tamlamasında “hayr” muzaftır, “beriyye” ise muzâfun ileyhtir ve harekesi esredir. خَيْرُ الْبَرِيَّةِ muzafun ileyh muzaf اِخْوَانُ لُوطٍ tamlamasında “ihvan” muzaftır, “lut” ise muzâfun ileyhtir ve harekesi esredir. اِخْوَانُ لُوطٍ muzafun ileyh muzaf Son olarak نَصْرُ اللَّهِ tamlamasında “nasr” muzaftır, “Allah” ise muzâfun ileyhtir ve harekesi esredir. نَصْرُ اللَّهِ muzafun ileyh muzaf Muzafun ileyh, eğer Müsenna veya Cem-i müzekker-i salim isimlerden olursa, yine cer alametiyle gelirler. Müsennanın ve cem-i müzekkeri salimin cer alametini, önceki derste irab konusunda öğrenmiştik. Buna göre, Mesela, اَلتِّلْمِذَانِ müsennadır ve “iki öğrenci” manasındadır. Bu kelime muzafun ileyh olduğunda, mesela, “İki öğrencinin kalemleri” denilmek istendiğinde, أَقْلاَمُ التِّلْمِذَيْنِ şeklinde söylenir. Elif düşer ve cer alameti olarak yerine cezimli ye gelir. أَقْلاَمُ التِّلْمِذَيْنِ muzafun ileyh muzaf Mesela, مُعَلِّمُونَ cem-i müzekker salimdir ve “öğretmenler” manasındadır. Bu kelime muzafun ileyh olduğunda, mesela, “Öğretmenlerin odası” denilmek istendiğinde, غُرْفَةُ الْمُعَلِّمِينَ şeklinde söylenir. Vav düşer ve cer alameti olarak yerine ye gelir. Ya da كَاتِبُونَ cem-i müzekker salimdir ve “yazarlar” manasındadır. Bu kelime muzafun ileyh olduğunda, mesela, “Yazarların kitapları” denilmek istendiğinde, كُتُبُ الْكَاتِبِينَ şeklinde söylenir. Vav düşer ve cer alameti olarak yerine ye gelir. Bu konuyla ilgili son bir örnek daha verelim مُجِتَهِدُونَ cem-i müzekker salimdir ve “çalışkanlar” manasındadır. Bu kelime muzafun ileyh olduğunda, mesela, “Çalışkanların başarısı” denilmek istendiğinde, نَجَاحُ الْمُجِتَهِدِينَ şeklinde söylenir. Vav düşer ve cer alameti olarak yerine ye gelir. Gördüğünüz gibi, konular birbiri üzerine bina edildi. Bir önceki derste irab konusunu işledik. Müsennanın ve Cem-i müzekker-i salimin cer alametinin ne olduğu o derste öğrendik. Burada muzafın ileyhin cer alameti taşıdığını öğrenince, tamlamayı kurarken, önceki dersimizde öğrendiğimiz bilgiyi kullandık ve müsennayı ve cem-i müzekkeri salimi cer alametiyle ifade ettik. Demek her ders, bir sonraki derse kuvvet verecek şekilde hazırlanmış bir sistem ve bir çatı ile Arapça öğrenmektesiniz. Dersimizin bu bölümüne kadar, manevi izafeti işledik. Örnek tamlamalarda ögelerini ve özelliklerini inceledik. Şimdi de izafetin 2. çeşidi olan “lafzî izafete” geçiyoruz. Lafzî izafet genellikle başka bir isme sıfat olarak kullanılan izafettir. Şimdi özelliklerini hep beraber öğrenelim Lafzi izafet Türkçede “Güzel yüzlü” “İlmi faydalı” “Boyu uzun” “Temiz kalpli” “Temiz elbiseli” şeklinde söylediğimiz izafettir. Bu izafetteki Muzaf ve muzafun ileyhin özellikleri, manevi izafetle aynıdır. Sadece bir fark vardır; o da lafzi izafette muzaf, yerine göre harf-i tarif olan “elif-lam” takısını alabilir. Hâlbuki manevi izafette, muzaf harf-i tarif almamaktadır. Lafzi izafette muzafın harf-i tarif alabilmesinin sebebi şudur Genellikle lafzi izafet, bir isme sıfat olarak gelirler. Muzafları genellikle ism-i fail, ism-i mef’ul ve sıfat-i müşebbehe olur… Şu noktaya da dikkat çekmek istiyoruz Manevi izafette, izafetin belirli olabilmesi için muzafun ileyh elif-lam takısı alıyordu. Lafzi izafette ise, izafetin belirli olabilmesi için muzaf elif-lam takısı almaktadır. Bir daha tekrar etmek istiyoruz Manevi izafetin belirli olabilmesi için, muzafun ileyh elif-lam takısı alır. Lafzi izafette ise, izafetin belirli olabilmesi için muzafun ileyh değil, muzafın kendisi elif-lam takısı alır. Şimdi bu meseleyi ve lafzi izafeti örnekleriyle inceleyelim. حَسَنُ الْوَجْهِ “güzel yüzlü” “yüzü güzel olan” manasındadır. Bu tamlamadaki izafet, lafzi izafettir. Burada, “hasenu” kelimesi muzaftır. “elvech” ise muzâfun ileyhtir. حَسَنُ الْوَجْهِ muzafun ileyh muzaf yüz güzel = Güzel yüzlü, yüzü güzel olan Bu tamlamada muzaf “harf-i tarif” ile gelirse, tamlamamız اَلْحَسَنُ الْوَجْهِ şeklinde gelir ve bu “belirtili bir tamlama” olur. اَلْحَسَنُ الْوَجْهِ muzafun ileyh muzaf yüz güzel = Güzel yüzlü, yüzü güzel olan Şimdi de lafzi izafetin başka bir örneğine bakalım طَاهِرُ الْقَلْبِ “temiz kalpli” “kalbi temiz olan” manasındadır. Bu tamlamadaki izafet, lafzi izafettir. Burada, “taahir” kelimesi muzaftır. “elkalb” ise muzâfun ileyhtir. Bu tamlamayı اَلطَّاهِرُ الْقَلْبِ olarak söylediğimizde “belirtili bir tamlama” olur. طَاهِرُ الْقَلْبِ muzafun ileyh muzaf kalp temiz = Temiz kalpli, kalbi temiz olan Şimdi de başka bir örnek نَظِيفُ الثِّيَابِ “temiz elbiseli” demektir. Bu tamlamadaki izafet, yine lafzi izafettir. Burada, “naziif” kelimesi muzaftır. “essiyaab” ise muzâfun ileyhtir. Bu tamlamayı, harf-i tarifli olarak, اَلنَّظِيفُ الثِّيَابِ şeklinde de söyleyebiliriz. Ve bu durumda tamlamamız belirtili bir tamlama olur. نَظِيفُ الثِّيَابِ muzafun ileyh muzaf elbise temiz = Temiz elbiseli Şimdi de son bir örnek مُتَوَسِّطُ الْحَالِ “orta halli” demektir. Bu tamlamadaki izafet, yine lafzi izafettir. Burada, “mütevassıt” kelimesi muzaftır. “elhaal” ise muzâfun ileyhtir. Bu tamlamayı, harf-i tarifli olarak, اَلْمُتَوَسِّطُ الْحَالِ şeklinde de söyleyebiliriz. Ve bu durumda tamlamamız belirtili bir tamlama olur. مُتَوَسِّطُ الْحَالِ muzafun ileyh muzaf hal orta = Orta halli Lafzi izafeti de 4 örnek tamlama ile gördük. Burada, dersimizin başında izahı geçen, “tetâbu-i izafet” yani “zincirleme isim tamlamasının da örneklerini göstermek istiyoruz. Tetâbu-i izafet iki isimden daha fazla ismin yan yana gelerek anlamca birbirini tamamlamasıydı. Şimdi, Tetâbu-i izafetin örneklerine geçiyoruz “Allah’ın Peygamberinin sözü” manasında olan قَوْلُ رَسُولِ اللَّهِ tamlamasını inceleyelim Bu tamlamada, قَوْل muzaftır ve رَسُول kelimesi muzafun ileyhtir. Aynı zamanda رَسُول kelimesi muzaf ve اللَّه kelimesi de muzafun ileyhtir. Demek رَسُول kelimesi, hem muzaf olurken hem de muzafun ileyh olmaktadır. Başka bir ifadeyle رَسُول kelimesi, kendinden önceki kelimenin muzafun ileyhi iken, kendinden sonraki kelimenin muzafıdır. قَوْلُ رَسُولِ اللَّهِ muzafun ileyh muzaf muzafun ileyh muzaf Şimdi de 2. Örneğimize geçelim ve “Mahmud’un ailesinin fertleri” manasında olan أَفْرَادُ أُسْرَةِ مَحْمُودٍ tamlamasını inceleyelim Bu tamlamada geçen “efrâd” “fertler” manasında; ve “usretün” kelimesi de “aile” manasındadır. Bu tamlamada, أَفْرَاد muzaftır ve أُسْرَة kelimesi muzafun ileyhtir. Aynı zamanda أُسْرَة kelimesi muzaf olup; مَحْمُود kelimesi muzafun ileyhtir. Demek أُسْرَة kelimesi hem muzaf olurken, hem de muzafun ileyh olmaktadır. أَفْرَادُ أُسْرَةِ مَحْمُودٍ muzafun ileyh muzaf muzafun ileyh Muzaf Şimdi son örneğimize geçelim ve “Rabbinin orduları” manasında olan جُنُودُ رَبِّكَ tamlamasını inceleyelim Bu tamlamada geçen “cünuud” “ordular” manasındadır. “rabbike” kelimesindeki “ke” ise zamirdir ve “senin” manasındadır. “rabbike” “senin rabbin” demektir. Bu tamlamada, جُنُودُ muzaftır ve “rab” kelimesi muzafun ileyhtir. Aynı zamanda “rab” kelimesi muzaf olup ; كَ zamiri muzafun ileyhtir. Demek “rab” kelimesi hem muzaf olurken hem de muzafun ileyh olmaktadır. جُنُودُ رَبِّكَ muzafun ileyh muzaf muzafun ileyh Muzaf Tetâbü-i izafetin de örnek tamlamalarını gördükten sonra, şimdi sıra geldi konu testimize. Bakalım, buraya kadar öğretilen konuları ne kadar iyi anladınız. Hazırsanız başlayalım 1- Bunlardan hangisi izafet çeşidi değildir? A- Manevi izafet B- Marife C- Lafzi izafet, Evet, doğru cevap B. Marife, bir izafet çeşidi değildir. 2- Şu ifadelerden hangisi muzaf ile ilgili olarak doğrudur? A- Tenvin alır. B- Müsenna bir isim muzaf olduğunda sonundaki ن düşer. C- Her zaman ref durumunda gelir… Doğru cevap B 3- Cem-i müzekker-i salim bir ismin sonundaki ن ne zaman düşer? A- Muzafun ileyh olduğunda B- Muzaf olduğunda C- Her ikisinde … Doğru cevap B 4- “Allah’ın yardımı” ifadesinin doğru Arapça karşılığı hangisidir? A- اَللَّهُ النَّصْرِ B- نَصْرُ اللَّهُ C- نَصْرُ اللَّهِ Doğru cevap C 5- Muzafun ileyh ile ilgili olarak şu söylenenlerin hangisi doğrudur? A- Tenvin almaz. B- Tenvin alabilir. C- Ötre alabilir. … Doğru cevap B, tenvin almaz. 6- Üç isimden oluşan bir izafette ortadaki ismin durumu ne olur? A- Muzaf olur B- Muzafun ileyh olur C- Hem muzaf hem muzafun ileyh olur. … Doğru cevap C, Hem muzaf hem muzafun ileyh olur İsim tamlaması dersimizin de sonunda geldik. Unutmayın, bir dersi tam manasıyla anlamadan ve öğrenmeden bir sonraki derse geçmek yok. Bu dersi tam manasıyla öğrendiğinizde bir sonraki dersimize geçebilirsiniz. Bir sonraki derste buluşuncaya kadar Allah’a emanet olun. Esselamu aleyküm. Bu ve bunun gibi birçok gramer dersini kolaylıkla öğrenmek için TIKLAYINIZ!!! Giriş Yap × Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz. İsim tamlamaları içerisinde belirtili ve belirtisiz isim tamlamalarının dışında bir de takısız ve zincirleme isim tamlamaları bulunmaktadır. Bu isim tamlamalarının belirtisiz veya belirtili isim tamlamaları başlığı altında incelenmesi gerektiği düşünülse de, sınavlarda ayrı isimlerle sorulduğu için sizlere ayrıntılı olarak farklarını ve açıklamalarını göstermeye çalışacağım. Zincirleme İsim Tamlaması En az üç tane ismin, bir anlam bütünlüğü içerisinde farklı bir kavramı veya nesneyi karşılamak üzere arka arkaya gelmesiyle oluşan tamlamalardır. Aslında bu tamlamanın oluşma mantığı şöyledir Bir tane belirtili veya belirtisiz isim tamlaması düşünelim. O tamlamanın tamlayanı veya tamlananı yine bir isim tamlaması oluşturduğunda, üç kelimelik bir zincirleme isim tamlaması oluşmaktadır. Örneğin, “bahçe kapısı” bir belirtisiz isim tamlamasıdır. Bu tamlamanın tamlayanı olan “bahçe” kelimesiyle yeni bir tamlama oluşturup “okul bahçesi” diyelim. Birleştiğinde “okul bahçesinin kapısı” tamlaması meydana gelir ve bu zincirleme isim tamlaması olarak adlandırılır. Örnekler İsiklal Marşının yazarı, cep telefonu numarası, kentin sağlık sorunları, kitabın baskı ücreti, Türk dünyası topluluğu, arkadaşın çocuğunun okul masrafları, evin ihtiyaç listesi, Gökçe’nin yazılı soruları, hava tahmin raporu, keman dersi notaları, oğlumun sırt çantası… Örnek cümleler – Öğretmenin not defteri, her öğrencinin kabusudur. – Arabanın hava yastığı arızalanmış, tamir ettireceğim. – Dün hava tahmin raporları yağmur yağacağını söylüyordu. – En çok konuşulan şey sınav sorularının zorluğuydu. – Bugün şube müdürünün makam odasında toplantı yaptık. Takısız İsim Tamlaması Belirtisiz isim tamlamalarında, tamlayan ek almaz; fakat tamlanan yine iyelik eki alır. Örneğin “gül kokusu” belirtisiz isim tamlamasıdır ve tamlanan yine “-su” iyelik ekini almıştır. Öyle tamlamalar vardır ki, hem tamlayanı hem de tamlananı ek almaz. İşte bu tamlamalara takısız isim tamlaması denir. Takısız isim tamlamaları, genellikle tamlayanın neden yapıldığını belirtmek için kullanılır. Örnekler çelik kasa, inci kolye, altın yüzük, gümüş tepsi, bakır kablo, cam kavanoz, kum saati, tahta kalem, taş köprü, demir kapı, ahşap dolap, çelik tencere, yün çorap, plastik bidon, alçı heykel, mermer sütun… NOT Sıfat tamlamalarıyla takısız isim tamlamaları karıştırılmamalıdır. Tamlanan “-dan yapılan” eki getirdiğimizde eğer anlamlı oluyorsa, takısız isim tamlamasıdır; anlam bozuluyorsa sıfat tamlamasıdır. Örnek – taş kalpli sıfat – elmas -tan yapılmış bileklik Örnek cümleler – Saray’daki mermer sütunlar çok dikkat çekiyordu. – Doğum gününde ona bir gümüş kolye aldım. – Tüm parasını çelik kasada saklıyordu. – İstanbul’daki yangında üç ahşap ev yanarak kül oldu. – Nice insan kağıt mendil satarak geçimini sağlamaya çalışıyor. – Yeni aldığın deri mont sana çok yakışıyor. Orkun KUTLU Yorum Yap! Yazı Ayrıntıları... Yazdır! Bu Yazıyı Paylaşın! İçindekiler1 Zincirleme isim tamlaması olduğunu nasıl anlarız?2 Zincirleme isim tamlaması hangi soru sorulur?3 Zincirleme isim tamlaması nedir 5 örnek?4 İsim tamlaması olup olmadığı nasıl anlaşılır?5 Zincirleme ne?6 Tamlamalar nasıl ayırt edilir?7 Sıfat tamlamalarında hangi sorular sorulur?Zincirleme isim tamlaması olduğunu nasıl anlarız?Zincirleme İsim Tamlaması Tamlayanın, tamlananın veya her ikisinin kendi içinde başka bir isim tamlaması olduğu söz öbekleridir. Zincirleme isim tamlaması, ya tamlayanı, ya tamlananı, ya da her ikisi de isim tamlaması olan tamlamalardır. Zincirleme isim tamlamaları en az üç ismin bir raya gelmesi ile isim tamlaması hangi soru sorulur?Ve bu tamlamalarda tamlanana, “Nasıl, hangi, kaç?” gibi soruları sorarak tamlayanı bulabiliriz. İsim tamlamalarında ise tamlanana “Ne, neyin, kim, kimin?” gibi soruları sorarak tamlayanı isim tamlaması nedir 5 örnek?➥ Yeni açılan devlet hastanesinin doktor odaları en üst kata yapılmış. ➥ Önce tekerleğin jantının somunlarını sökmelisin. ➥ Annemin kız kardeşinin çocuğu benim kuzenim olur. ➥ Mantar panonun tahtasını tamlaması olup olmadığı nasıl anlaşılır?Aralarında anlamca ilgili bulunan ya da sonradan ilgi kurulan, birinin diğerini iyelik yönünden bütünlediği iki isimden oluşan kelime gruplarına isim tamlaması denir. En az iki isimden oluşan isim tamlamalarında ilkine tamlayan ikincisine tamlanan ne?zincirleme isim tamlaması, zincirleme tamlama, zincirleme isim takımı Bir ad tamlamasının ikinci bir ad tamlaması kurması Evin kapısının kilidi; pencerenin camının kırılmasının sebebi; evin duvarının yıkıntılarının kaldırılmasının gecikmesi; Ziraat Bankası kambiyo müdürlüğü memurlarının durumunun görüşülmesi nasıl ayırt edilir?Bir ismin benzerlerinden ayırt edilebilmesi için başka bir isim, zamir veya sıfatla anlam ilişkisi kurarak oluşturduğu söz öbeğine tamlama denir. Tamlamalar bir söz öbeğidir ve en az iki kelimeden oluşur, tek sözcüklü tamlama olmaz. > Tamlamalarda iki öge vardır tamlayan ve tamlamalarında hangi sorular sorulur?Sıfat tamlamalarında isme “nasıl” veya “hangi” sorularını sorabiliriz. “Küçük çocuk” örneğine bakarsak, “Nasıl çocuk?” sorusunu sorduğumuzda “küçük” sıfatını bulabiliriz. Aynı şekilde “bu ev” tamlamasında “Hangi ev?” sorusunu sorduğumuzda “bu” sıfatını bulabiliriz. İsim tamlamalarında ise “Ne?” sorusu sorulmaktadır. eğitim öğretim ile ilgili belgeler > konu anlatımlı dersler > Türkçe dersi ile ilgili konu anlatımlar > kelime türleri, sözcük türleri ile ilgili konu anlatımlar ZİNCİRLEME İSİM TAMLAMASI, ÖZELLİKLERİ TÜRKÇE DERSİ KONU ANLATIM İki ya da daha çok ad tamlamasının iç içe kullanıldığı biri tamlama çeşididir. Zincirleme ad tamlamasında, tamlayan ya da tamlanan kendi içinde bir ad tamlaması oluşturur. Sözgelimi tamlayan bir ad tamlaması olabilir. Tamlayanı veya tamlananı ad tamlaması olan ad tamlaması Örnek Bahçe kapısının gıcırtısı a a a kardeşinin ders kitabı a a a Uyarı bazı cümlelerde ve özellikle şiirlerde tamlayan ile tamlanan yer değiştirebilir. Örnek Sakarya saf çocuğu masum Anadolu’nun Divanesi kaldık Allah yolunun Uyarı tamlamalarda araya sözcük girebilir Örnek Küçüğün minik elleri Afrika’nın balta girmemiş ormanları Uyarı Belirtili ve zincirleme ad tamlamalarında tamlayanla tamlanan arasına sözcük girebilir; ancak takısız ve belirtisiz ad tamlamalarında araya sözcük bilgi giremez. Örnek Afrika’nın balta girmemiş ormanları. Macera romanlarının okuyucusu çoktur. Saka kuşunun ötüşü çok hoştu. İSİM TAMLAMALARI, AD TAMLAMALARI ÖZET ANLATIM Aralarında anlamca ilişki bulunan söz grubuna isim tamlaması denir. Bir ismin bir başka ismi anlam bakımından tamamlamasıdır. Bir ismin aitlik ilgisi bakımından daha belirli hâle gelmesi için başka bir isim tarafından tamlanmasıyla meydana gelen söz öbeğine isim tamlaması denir. Belli kurallar dahilinde en az iki sözcük bir araya gelerek isim tamlamasını oluşturur. İstanbul- un sokaklar-ı Dost kapı-sı Okul bahçesi-n-in ağaçlar-ı İsim tamlamaları "tamlayan ve tamlanan" olmak üzere iki unsurdan oluşur. Tamlayan birinci sözcük, tamlanan ise ikinci sözcüktür. İsim tamlamalarının tamlayanında ilgi, tamlananında ise iyelik eki vardır. Türkçede üç çeşit İsim tamlaması vardır 1. Belirtili İsim Tamlaması Hem tamlayanın hem de tamlananın ek aldığı tamlamalara Belirtili isim tamlaması denir. Belirtili isim tamlamasında tamlayan -nın, -nin, -nun, -nün, -ın, -in, -un, -ün eklerini, tamlanan ise -ı, -i, -u, -ü, -sı, -si, -su, -sü eklerini alır. Her iki unsuru da ek alarak oluşturulan bu tür tamlamalarda kuvvetli bir aitlik ilgisi vardır. Tamlayanın ilgi, tamlananın iyelik eki aldığı tamlamalardır. Örnekler "Evin kapısı açık kalmış." cümlesindeki “evin kapısı” altı çizili söz öbeği belirtili isim tamlamasıdır. Görüldüğü gibi, her iki sözcük de ek almıştır. Bu tamlamada iki sözcük arasındaki kuvvetli bir ilişki kendini göstermektedir. Sınıf-ın kapı-sı Oda-nın halı-sı Belirtili isim tamlamalarında tamlayan ile tamlanan arasına başka sözcükler girebilir. Örnekler "Kerem'in mavi gömleği güzelmiş." cümlesinde araya "mavi" sıfatı girmiştir. "- den" hal eki tamlayanda kullanılan ilgi ekinin yerine geçerek belirtili isim tamlaması kurabilir. Örnekler "Resimlerin birini de ben alayım." cümlesindeki "resimlerin birini" sözü belirtili isim tamlamasıdır. Biz bunu "resimlerden birini" biçiminde de söyleyebiliriz. Yani sadece tamlayan eki "-in" yerine, aynı işlevi gören "-den" hâl ekini getirmiş oluyoruz. Belirtili isim tamlamalarında bir tamlayan birden fazla tamlanana bağlanabileceği gibi, bir tamlanan birden fazla tamlayana da bağlanabilir. Örnekler "Evin bahçesi, odaları, mutfağı o kadar geniş ki..." cümlesinde "evin" tamlayan; "bahçesi, odaları, mutfağı" sözcükleri de tamlanandır. "Kırların, çiçeklerin, kuşların, böceklerin neşesi hepimizi coşturmuştu." cümlesinde "kırların, çiçeklerin, kuşların, böceklerin" tamlayan; "neşesi" tamlanandır. Belirli olan ve bilinen bir şeye veya yere aitlik vardır. Örnekler Öğretmenin kitabı. Ali Beyin Kitabı Kitap bilinen ve belli olan öğretmene aittir. Okulun bahçesi çok güzel. Cumhuriyet Lisesinin bahçesi Bahçe bilinen ve belli olan okula aittir. 2. Belirtisiz İsim Tamlaması Tamlayanın ilgi eki almayıp tamlananın iyelik eki aldığı tamlamalardır. Tamlayanın ek almadığı, yalnızca tamlananın ek aldığı tamlamalara Belirtisiz isim tamlaması denir. Belirtisiz isim tamlamasında tamlanan -ı, -i, -u, -ü, -sı, -si, -su, -sü alır. Bu tür tamlamalarda bir ismin başka bir isme aitliğinden çok bir nesne ya da kavram ismi oluşturmak esastır. Örnekler "Çocuğun elbisesini alacağız." cümlesindeki "çocuğun elbisesi" tamlaması belirtilidir. Bu tamlamada belli bir çocuğa ait elbiseden söz edilmektedir. Biz bu tamlamayı, "Çocuk elbisesi alacağız." şeklinde söylersek yani "-nın" ekini kaldırırsak tamlama belirtisiz olur. Bu durumda belli bir kişiye ait elbiseden değil, genel bir elbise çeşidinden "çocuk elbisesi" nden söz etmiş oluruz. Belirtisiz isim tamlamalarında tamlayan tamlananın neden yapıldığını, neye benzediğini bildirebilir "Lahana turşusu", "Erik hoşafı", "Bulgur pilâvı" Bu tamlamalarda tamlayan tamlanın neyden yapıldığını bildirir. "Deve kuşu", "Kılıç balığı", "Küpe çiçeği" Bu tamlamalarda ise tamlayan tamlananın neye benzediğini bildirir. Belirtisiz isim tamlaması sıfat göreviyle kullanılabilir. "El yazması kitaplar şimdi çok değerli." cümlesinde "el yazması" belirtisiz isim tamlamasıdır. Bu tamlama cümlede sıfat göreviyle kullanılmıştır. Türkçe kitabı / Fizik kitapları Tür Pirinç çorbası Neden yapıldığı İzmir üzümü Ait olduğu yer Dil peyniri Neye benzediği Temizlik işçisi Mesleği İstanbul boğazı Yer 3. Zincirleme İsim Tamlaması Tamlayanın, tamlananın veya her ikisinin kendi içinde başka bir isim tamlaması olduğu söz öbekleridir. Zincirleme isim tamlaması, ya tamlayanı, ya tamlananı, ya da her ikisi de isim tamlaması olan tamlamalardır. Zincirleme isim tamlamaları en az üç ismin bir raya gelmesi ile oluşur. Örnekler "Macera romanlarının okuyucusu çoktur." cümlesinde "macera romanları" belirtisiz isim tamlamasıdır. Bu tamlamaya "-nın" ilgi eki eklenmiş ve tamlama "okuyucusu" tamlananına bağlanmış. Böylece iki tamlama iç içe girmiş ve zincirleme isim tamlaması olmuştur "Saka kuşunun ötüşü çok hoştu." cümlesinde "saka kuşunun ötüşü" üç isimden oluşan zincirleme isim tamlamasıdır. Tamlayan "saka kuşu", tamlanan ise "ötüşü" sözcüğüdür. Ali’nin babasının işi Taş duvarın üstü Bahar mevsiminin güzelliği 4. Takısız İsim Tamlaması DİKKAT TAKISIZ İSİM TAMLAMASI SIFAT MI İSİM Mİ OLDUĞUNA KARAR VERİLEMEDİĞİ İÇİN BAZI KAYNAKLARDA SIFAT, BAZI KAYNAKLARDA İSİM TAMLAMASI OLARAK İŞLENMEKTEDİR!.. Tamlayanı ve tamlananı ek almamış olan isim tamlamalarıdır. Takısız isim tamlamalarında her iki unsur da ilgi ve iyelik eklerini almaz. Bu tamlamaları iki grupta inceleyebiliriz a. Bir şeyin neyden yapıldığını gösterir. "Boynunda altın kolye vardı." cümlesindeki "altın kolye" sözü kolyenin altından yapıldığını gösterir. "Cam vazo, çelik tencere, deri mont" tamlamaları da bunlara örnektir. b. Bir şeyin neye benzediğini bildirir. "Altın saçları rüzgârda dalgalanır." cümlesinde "altın saç" takısız isim tamlamasıdır. Bu tamlamada "saçlar" altına benzetilmiştir. "Gül yanak, zeytin göz, tilki Rıfkı..." gibi tamlamalar takısız isim tamlamasıdır. SIFATLAR, ÇEŞİTLERİ, ÖZELLİKLERİ, KULLANIMLARI, SIFAT TAMLAMALARI ÖZET ANLATIM Adları niteleyen veya belirten sözcüklerdir. Bir sözcüğün sıfat olabilmesi için adın önüne gelerek onu nitelemesi veya belirtmesi gerekir. Yaşlı adam, pazar çantasını titrek elleriyle tutuyordu. Yemekte bu masaya dört kişi oturacak. Kazancının yarısını fakir öğrencilere veriyormuş. Bu cümlelerde “yaşlı” sözcüğü “adam” adının, “titrek” sözcüğü “el” adının niteliğini gösterdiği için; “bu” sözcüğü “masa” adını işaret yoluyla, “dört” sözcüğü ise “kişi” adını sayı yoluyla belirttiği için sıfattır. Son cümlede “fakir” sözcüğü, “öğrenci” adının niteliğini gösterdiği için sıfattır. Sıfatın özelliğini verdiği isimle birlikte kullanılmasına ve birlikte ele alınmasına SIFAT TAMLAMASI denir. Yaşlı adam, pazar çantasını titrek elleriyle tutuyordu. Yemekte bu masaya dört kişi oturacak. Yukarıdaki sıfatla isim birlikte kullanıldıkları için sıfat tamlaması olmuşlardır. Sıfatlar, iki ana gruba ayrılır 1. Niteleme Sıfatları 2. Belirtme Sıfatları a. İşaret Sıfatı b. Sayı Sıfatı - Asıl Sayı Sıfatı - Sıra Sayı Sıfatı - Üleştirme Sayı Sıfatı - Kesir Sayı Sıfatı c. Belgisiz Sıfat d. Soru Sıfatı 1. NİTELEME SIFATLARI NASIL? Bir adı; durum, şekil, biçim, renk yönüyle niteleyen sözcüklerdir. Niteleme sıfatları, ada sorulan “Nasıl?” sorusunun cevabı olan sözcüklerdir. Küçük çocuk bizi görünce yanımıza geldi. Gökyüzünü aniden kapkara bulutlar kaplamıştı. Bu cümlelerde “küçük” ve “kapkara” sözcükleri, önüne geldiği adların nasıl olduğunu gösterdiği için niteleme sıfatıdır. Bu sözcüklerin, niteledikleri ada sorulan “Nasıl?” sorusuna cevap olduklarına dikkat edelim Nasıl çocuk? küçük çocuk Nasıl bulutlar? kapkara bulutlar Bu yolun sonunda eski bir ev vardı. Yol kenarları, kurumuş yapraklarla doluydu. Annem, sabahları tatlı bir sesle bizi uyandırırdı. Kahvaltıda güzelim böreklerden bolca yemiştim. Bu cümlelerde, “eski” sözcüğü, “ev” adının niteliğini; “kurumuş” sözcüğü, “yaprak” adının niteliğini; “tatlı” sözcüğü, “ses” adının niteliğini; “güzelim” sözcüğü, “börek” adının niteliğini gösterdiği için niteleme sıfatıdır. 2. BELİRTME SIFATLARI Adları işaret, sayı, soru, belgisizlik yönüyle belirten sıfatlardır. a. İşaret Sıfatı Adları işaret yönüyle belirten, onlara işaret eden sözcüklerdir. bu, şu, o, öteki, beriki, öbür Bu kitabı senin için aldım. Arkadaşlarım öteki otobüse binmiş. Belediye, geçen yıl şu yolu asfaltladı. O dergiyi okudun mu? Buraya öbür yoldan geldim. Bu cümlelerde geçen “bu, öteki, şu, o, öbür” sözcükleri, önündeki adları, işaret yönüyle öteki varlıklardan ayırıp belirttiği için işaret sıfatıdır. Uyarı İşaret sıfatlarından sonra virgül , kullanılmaz. Bu sözcüklerden sonra virgül , kullanılırsa bu sözcükler, zamir adıl olur. O kitabı daha önce okumuş. O, kitabı daha önce okumuş. Bu cümlelerin birincisinde “o” sözcüğü “kitap” adını belirttiği için işaret sıfatı; ikincisinde “o” sözcüğü bir varlığı karşıladığı için adıldır. Uyarı “Bu, şu, o, öteki, beriki, öbür” sözcükleri aynı zamanda işaret zamiridirler. Eğer bu sözcükler, önündeki bir adı işaret ederek belirtiyorsa işaret sıfatıdır. Adın yerini işaret yoluyla tutuyorsa işaret zamiridirler. Bu ev, çok güzelmiş. İşaret Sıfatı Bu, çok güzelmiş. İşaret Zamiri Bu cümlelerin birincisinde “bu” sözcüğü “ev” sözcüğünü işaret ederek belirttiği için işaret sıfatıdır. İkinci cümlede ise “bu” sözcüğü “ev” adının bilgi yerini tuttuğu için işaret adılıdır. Uyarı İşaret sıfatları her zaman yalın halde bulunur. Çekim eki aldığında işaret zamiri olur. Annem öteki halıyı yıkamak için dışarı çıkarmış. Annem ötekini yıkamak için dışarı çıkarmış. Bu cümlelerin birincisinde, “öteki” sözcüğü “halı” adını işaret ederek belirttiği için işaret sıfatıdır. İkinci cümlede “ötekini” sözcüğü, “halı” sözcüğü söylenmeden, işaret yoluyla “halı” sözcüğünün yerine geçtiğinden işaret zamiridir. b. Sayı Sıfatı Varlıkların sayılarını gösteren, onları sayı yönüyle belirten sözcüklerdir. Asıl Sayı Sıfatı Varlıkların sayılarını kesin olarak belirten sözcüklerdir. Ada sorulan “kaç” sorusunun cevabıdır. Üç gün önceki toplantıya altı kişi katılmış. Babam bir ay sonra yurtdışından gelecek. Bu cümlelerde “üç, altı, bir” sözcükleri, “gün, kişi, ay” adlarının sayısını belirttiği için, asıl sayı sıfatıdır. Sıra Sayı Sıfatı Varlıkların sırasını gösteren sözcüklerdir. Sayılara “-ncı, -nci, -ncu, -ncü” ekleri getirilerek oluşturulur. Ada sorulan “kaçıncı” sorusunun cevabıdır. Bu derste on beşinci sayfayı okuyacağız. Sınavdaki yedinci soruyu çözememiş. Bu cümlelerde “on beşinci, yedinci” sözcükleri “sayfa, soru” adlarının sırasını belirttiği için, sıra sayı sıfatıdır. Üleştirme Sayı Sıfatı Varlıkları sayıca bölümlere ayıran, paylaşma anlamı veren sözcüklerdir. Sayılara “-er, -ar” eki getirilerek oluşturulur. Ada sorulan “kaçar” sorusunun cevabıdır. Sınavda her branştan onar soru soruldu. Öğrencilerden altışar kitap okumaları istendi. Bu cümlelerde “onar, altışar” sözcükleri, “soru, kitap” adlarının paylara ayrıldığını belirttiği için, üleştirme sayı sıfatıdır. Kesir Sayı Sıfatı Varlıkların parçalarının, bütüne olan oranlarını gösteren sıfatlardır. Şirketin üçte iki hissesi ona aitmiş. Bir öğünde yarım ekmek yiyordu. Bu cümlelerde “üçte iki, yarım” sözcükleri, “hisse, ekmek” adlarının bütüne olan oranlarını belirttiği için, kesir sayı sıfatıdır. c. Belgisiz Sıfat Adları belirtirken kesinlik bildirmeyen sıfatlardır. bir, birkaç, birçok, çoğu, kimi, bazı, bütün, tüm, başka, birtakım, her, hiçbir, herhangi… Elbet bir gün sen de anlarsın beni. Bu konuyla ilgili birkaç kitap okumuştum. Bu cümledeki “bir, birkaç” sözcüğü “gün, kitap” adını, sayı yönüyle; ama kesin olmayacak biçimde belirtmiştir. Dolayısıyla, “birkaç” sözcüğü belgisiz sıfattır. İçerideki bazı masaları dışarıya taşıyalım. Sanatçı, birçok tablosunda İstanbul’u konu ediniyor. Yazarın başka romanlarını da okudum. Hiçbir öğrenci öğretmenini üzmek istemez. Lisedeyken, okuduğum her kitabın özetini çıkarırdım. Bu cümlelerde “bazı” sözcüğü, “masal” adını; “birçok” sözcüğü, “tablo” adını; “başka” sözcüğü, “roman” adını; “hiçbir” sözcüğü, “öğrenci” adını; “her” sözcüğü, “kitap” adını kesinlik bildirmeden belirttiği için belgisiz sıfattır. Uyarı “Kimi, çoğu ” sözcükleri, hem belgisiz zamir hem belgisiz sıfat olarak kullanılabilir. Fuarda kimi kitaplar pahalı, kimi ise ucuzdu. Bu cümlede, birinci “kimi” sözcüğü “kitaplar” sözcüğünü belirttiği için belgisiz sıfattır; ikinci “kimi” sözcüğü ise, kitapların yerini tuttuğu için belgisiz adıldır. Çoğu öğretmen törene yetişemedi; ama öğrencilerin çoğu törene katıldı. Bu cümlede, birinci “çoğu” sözcüğü “öğretmen” sözcüğünü belirttiği için belgisiz sıfattır; ikinci “çoğu” sözcüğü ise, öğrencilerin bir kısmının yerine geçtiği için belgisiz adıldır. Uyarı “Bir” sözcüğü, hem belgisiz sıfat hem sayı sıfatı olarak kullanılabilir. “Bir” sözcüğünün yerine başka sayı getirilebiliyorsa, “bir” sözcüğü sayı sıfatıdır. “Bir haftada iki kitap okumuş.” Bu cümledeki “bir” sözcüğü, sayı sıfatıdır; çünkü yerine “iki” veya “üç” gibi başka bir sayı getirilebilmektedir. “Ali, dürüst bir insandır.” Bu cümlede “bir” sözcüğünün yerine başka bir sayı getirilememektedir; çünkü bu cümlede “bir” sözcüğü “herhangi bir” anlamına gelmektedir ve belgisiz sıfattır. d. Soru Sıfatı Adları soru yoluyla belirten, yani adları anlamca tamamlayan soru sözcükleridir. Soru sıfatlarının cevabı yine sıfattır. Unutmayın Soru sıfatı isimden hemen önce gelir. nasıl, kaç, kaçıncı, kaçar, hangi, ne kadar, ne Sen, tatilde kaç kitap okumuştun? Bu cümlede, “kaç” soru sözcüğünün “kitap” adını belirttiğini görüyoruz. Bu soru sözcüğüne verilebilecek “beş kitap” cevabının sıfat olması, bize, bu soru sözcüğünün de sıfat olduğunu gösterir. Hangi yoldan gitmemizi tavsiye ediyorsun? Bu cümlede, “hangi” soru sözcüğünün “yol” adını belirttiğini görüyoruz. Bu soru sözcüğüne verilebilecek “şu yol” cevabının sıfat olması, bize, bu soru sözcüğünün de sıfat olduğunu gösterir. Köyde nasıl bir evde oturuyordunuz? Orada ne kadar para harcamış? Vergi dairesi, binanın kaçıncı katında bulunuyor? Arkadaşların bize ne gün gelecek? Bu oyunda takımlar kaçar kişiden oluşuyor? Bu cümlelerde geçen “nasıl, ne kadar, kaçıncı, ne, kaçar” sözcükleri; önündeki sözcükleri soru yönüyle belirttiği ve bu sözcüklere verilen cevaplar sıfat olduğu için soru sıfatıdır. Uyarı “Hangisi, kaçı” soru adıllarıyla “hangi, kaç” soru sıfatlarını birbirine karıştırmamak gerekir. Hangi soru daha zordu? Hangisi daha zordu? Bu cümlelerde “hangi” sözcüğü “soru” adını belirttiği için soru sıfatı; “hangisi” sözcüğü, bir adın yerini soru yoluyla tuttuğu için soru zamiridir. Kaç öğrenci gelmedi. Öğrencilerin kaçı gelmedi. Cümlelerde “kaç” sözcüğü “öğrenci” adını belirttiği için soru sıfatı; “kaçı” sözcüğü, bir sayı adının yerini soru yoluyla tuttuğu için soru zamiridir. Uyarı Sıfatlar, zamirleri de niteleyebilir. Ahmet, gerçekten dürüst birisidir. O, her zaman deneyimli kimselerle çalışır. Bu cümlelerin birincisinde “dürüst” sıfatı “birisi” adılını nitelemektedir. İkinci cümlede “deneyimli” sıfatı, “kimse” adılını nitelemektedir. Uyarı İlgi eki -ki, yer ve zaman bildiren sözcüklerden sonra gelip eklendiği sözcüğü sıfat yapar. Sınıftaki öğrenciler dışarı çıkmış. Yarınki sınava hazır mısın? Bu cümlelerde “sınıf” sözcüğü, ilk önce bulunma durumu -de, -da, -te, -ta ekini alıp ardından sıfat yapan “-ki” ekini alarak önündeki “öğrenciler” adını; “yarın” sözcüğü, sıfat yapan “-ki” ekini alarak önündeki “sınav” adını belirttiği için sıfat görevindedir. ADLAŞMIŞ SIFATLAR Niteleme sıfatları, çekim eki alarak veya almadan niteledikleri ismin yerini tutacak şekilde kullanılabilir. Bu sözcüklere “adlaşmış sıfat” denir. İhtiyar adam yine parkta oturuyordu. İhtiyar, yine parkta oturuyordu. Birinci cümlede “ihtiyar” sözcüğü, “adam” adını niteleyen bir niteleme sıfatıdır. İkinci cümlede ise, “ihtiyar adam” tamlamasındaki “adam” sözcüğü düşmüş, “ihtiyar” sözcüğü hem adın yerine geçmiş hem nitelik bildirmiştir, yani adlaşmış sıfat olmuştur. Manav, kasalardaki çürükleri çöpe atıyordu. Bu cümlede “çürükleri” sözcüğü, “meyve” adını nitelerken, çekim eki alarak hem “meyve” adının yerine geçmiş hem de nitelik bildirerek adlaşmış sıfat olmuştur. Öğretmenimiz bu görev için sınıftan gönüllüler seçti. Bu cümlede “gönüllüler” sözcüğü, “öğrenci” adını nitelerken, çekim eki alarak hem “öğrenci” adının yerine geçmiş hem de nitelik bildirerek adlaşmış sıfat olmuştur. Bizim kurnaz yine birisini kandırmış. Bu cümlede “kurnaz” sözcüğü, bir kişiyi nitelerken, çekim eki almadan hem nitelediği kişinin yerine geçmiş hem de nitelik bildirerek adlaşmış sıfat olmuştur. Uyarı Türkçede meslek adları ve bazı adlar, sıfat olarak kullanılabilir. Bu sözcükleri, adlaşmış sıfatlarla bilgi karıştırmamak gerekir. Yönetici insanlar, insan ilişkilerinde başarılıdır. Yöneticiler, insan ilişkilerinde başarılıdır. Bu cümlelerin birincisinde “yönetici” sözcüğü, “insanlar” adını nitelediği için sıfat görevindedir. İkinci cümledeki “yöneticiler” sözcüğü ad olarak kullanılmıştır; ama adlaşmış sıfat değildir. Futbolcular, disiplinli kişilerdir. Yarın ailece yazlığa gideceğiz. Bu cümlelerde geçen “futbolcu, yazlık” sözcükleri gerektiğinde sıfat olabildiği halde futbolcu kişiler, yazlık ev bu cümlede ad olarak kullanılmıştır; ama adlaşmış sıfat değildir. Uyarı Adlaşmış sıfattan sonra bir ad geldiğinde anlam karışıklığı ortaya çıkıyorsa bu adlaşmış sıfattan sonra virgül , getirilir. Hasta, çocuğu yanına çağırdı. Bu cümlede “hasta” sözcüğü bir kişiyi karşılayarak adlaşmıştır. Bu sözcükten sonra “çocuk” adı geldiğinde virgül konulmazsa “hasta” sözcüğü “çocuk” adının sıfatı olmaktadır. Bu yüzden “hasta” sözcüğünün adlaşmış sıfat olması için bu sözcükten sonra virgül , konmalıdır. UNVAN SIFATLARI Kişilerin meslek, rütbe, makam gibi sosyal statülerini belirten sözcüklerdir. Unvan sıfatları, adların önüne de sonuna da gelebilir. Yüzbaşı Cemil, Hakkı Çavuş, Hatice Teyze, Naciye Hanım… Dün Doktor Kemal Bey bize geldi. Bu cümlede “Doktor, Bey” sözcükleri; beraber kullanıldıkları “Kemal” özel adını belirttiği için unvan sıfatıdır. Ayşe Hemşire, hastalarla yakından ilgilendi. Bu cümlede “Hemşire” sözcüğü; beraber kullanıldığı “Ayşe” özel adını belirttiği için unvan sıfatıdır. Uyarı Özel adla birlikte kullanılmayan unvan sözcükleri, küçük harfle başlar ve unvan sıfatı görevinden çıkar. Dün doktor, hastaneye uğramamış. Bu cümlede “doktor” sözcüğü özel bir adla birlikte kullanılmadığı için unvan sıfatı değildir ve bu yüzden küçük harfle başlar. Uyarı Özel bir adla kullanılan; ama akrabalık ilişkisi belirten unvan sözcükleri, küçük harfle başlar ve unvan sıfatı görevinden çıkar. Salih, bugün Ayşe teyzesine gidecekmiş. Bu cümlede “teyze” sözcüğü özel bir adla birlikte kullanıldığı halde akrabalık anlamı taşıdığı için unvan sıfatı değildir ve bu yüzden küçük harfle başlar. KÜÇÜLTME SIFATLARI Sıfat olan sözcüğün anlamında küçültme ya da daralma, “-cik,-ce, -ımsı, -ımtırak” ekleri ile yapılır. Bu eklerin getirilmesi ile oluşan sıfatlara küçültme sıfatları denir. “Küçük bir evleri vardı.” cümlesinde “küçük” sıfattır ve kendinden sonra gelen ismin niteliğini belirtmektedir. “Küçücük evleri vardı.” cümlesinde “-cik” eki almış “küçücük” sözcüğü de niteleme sıfatıdır. Buradaki “küçücük” sözcüğün “küçük” sözcüğünden farkı, eklendiği ismin anlamında küçültme yapmış olmasıdır. Küçük ev – küçücük ev “Ekmek ayvasının ekşimsi bir tadı vardı.” “Üzerine mavimtırak bir ceket giymişti.” “Masada kalınca bir kitap duruyordu.” Yukarıdaki cümlelerdeki koyu renkli sözcükler küçültme sıfatıdır. PEKİŞTİRME SIFATLARI Sıfatlarda pekiştirme, yani anlamın kuvvetlendirilmesi iki şeklide yapılır 1. Yol Sıfat olan sözcüğün ünlüye kadarki ilk hecesi alınır, daha sonra “m, p, r, s” harflerinden uygun olanı getirilir. En son da sıfat olan sözcük tekrar yazılır. “temiz” sözcüğü üzerinde uygulayalım Te – r – temiz = tertemiz “Çocuklar bembeyaz elbiseler giymişlerdi.” “Dümdüz yolda ilerliyorduk.” “Şöyle yemyeşil çimenlerin üzerine uzansam!” cümlelerinde koyu renkli sözcükler pekiştirme sıfatıdır. 2. Yol Sıfat olan sözcüğün tekrar edilmesi ile yapılır. Örneğin “çeşit” sözcüğünü ele alalım. Bu sözcük tekrar ederek bir ismi nitelediğinde pekiştirme sıfatı olur “Çeşit çeşit meyveler vardı masada.” Bu cümlede koyu renkli sözler pekiştirme sıfatıdır. “Bahçede uzun uzun ağaçlar vardı.” “Derin derin ırmaklar aşarak geldik.” cümlelerindeki koyu renkli sözler pekiştirme sıfatıdır. DERECELENDİRME SIFATLARI Sıfatlarda derecelendirme “pek, çok, daha, en…” gibi sözcüklerle yapılır. “Kardeşin onlardan daha akıllı biri.” cümlesinde “daha” sözcüğü üstünlük, “En güzel kitap buydu.” cümlesinde “en” sözcüğü en üstünlük, “Çok güzel çiçekleri vardı.” cümlesinde “çok” sözcüğü aşırılık anlamı katmıştır. “TÜRKÇE DERSİ İLE İLGİLİ KONU ANLATIMLAR” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN >>>TIKLAYIN>>TIKLAYIN>>TIKLAYINYorumu Çok beğendim işimin hepsini gördü ->Yazan Zeynep 2. **Yorum** ->Yorumu çok güzel anlatım valahi ->Yazan ali 1. **Yorum** ->Yorumu çok güzel olmuş elinize sağlık ->Yazan boşver. >>>YORUM YAZ<<<

10 tane zincirleme isim tamlaması