Allahvar gam yok 🤲 (@cekirdekaile63) TikTok'Ta | 14.1M Beğeni. 344K Hayran. eşimin hesabı @çekirdek.ailenin_reisi63 takip etmeyi unutmayın ☺️ Her ikisi tek seferde şöyle okuyabilirsiniz:”Elhamdülillahi rabbil alemiyn.Vessalatü vesselamü ala Resulina Muhammedin ve ala alihi ve sabhibi ecmaiyn.”. 6.Sonra “Subhane Rabbiyel aliyyil alel vehhab” denmeli. 7.Kısmetimizin açılması için istediğimiz kadar “SÜMMES SEBİLA YESSERAHU” (anlamı: sonra ona yolu kolaylaştırdı. Sual Dertlerden, sıkıntılardan, kederden ve başa gelen belalardan kurtulmak için okunması tavsiye edilen bir dua var mıdır? Cevap: Bu konuda Muhammed Ma'sûm hazretleri Mektûbât kitabında buyuruyor ki: “Devlet adamlarından ve başkalarından gelen zulümler, elemler, yalnız zahire, bedene ve dimağadır. Batına, kalbe sirayet etmez. Ahirette sevap verilmesine, dünyada Hiçbir gerekçe zinayı gerekli kılamaz. Fakat siz madem eşinizi seviyorsunuz, onun istediklerini yapmalısınız. Evlilikte cinsellik son derece önemlidir. Bu yüzden cinsel yönden sorun yaşayan eşlerin sorunlarını mutlaka çözmeleri gerekir. Bunun için ilk yapmanız gereken şey, bu alanda uzman bir doktora/psikoloğa/evlilik danışmanına birlikte gitmek ve durumunuzu izah Lütfen Bu Kutuyu Genişletin]Videomu Beğendiyseniz ‘Beğen’ Butonuna Tıklamayı ve Kanalıma Abone Olmayı Unutmayın !Yazılacak Ayeti Kerime:“Lâ yahıllu leken ni Zira zina eden evli bir kadın bu günahı evli kalsada boşansada taşıyacaktır. Buna eşini sevmesi, çocuklar gibi konularda eklendiğinde söylememek daha doğrudur. Bununla birlikte hiç bir erkek eşinin böyle bir günahı işlediğini öğrenmeyi kabullenemez. Koca karısını bağışlasa dahi karısının bu hatası hep aklında ZY5Xt7. 1535 1 Dost Zina Yapmamak İçin Neler Yapmalıyım? arkadaşlar yaş 16 malum ergenlik yaşı biliyorum dinimizde zinanın ne kadar günah olduğunu ve nikahsız kadının haram olduğunu namazlarımıda elimden geldiği gibi kılıyorum. fakat şeytenın hileleri üzerimde devam ediyor bi türlü kurtulamıyorum zina isteği uyanıyor içimde ve o pis olayı yapıcam diye çoook korkuyorum ve kendime güvenemiyorum . sizden yardım istiyorum neler yapmamamı tavsiye edesiniz. dua edin. 1551 2 Vefakar Üye Bismillah.... Ölçü Göz açıp kapayıncaya kadar olsun kendinizle baş başa kalmayınız. Yine az bir zaman da olsa meşguliyetsiz kalmayınız. Kendinizi mutlaka birşeylerle meşgul ediniz. vesselam 1602 3 Ehil Üye Kusurunu itiraf eden , kusurunu kusurluktan çıkarır..affa mustahak olur..nefsinin kusurunu gören kusur işlememeye dikat eder..sizdede bu hassasiyet var maşallah..söylenecek tek şey var..GÖZ-LE-Rİ-NEMİZE dikkat etcez... Marifet ufku.... Muhabbet denizinde çalan bir melodi gibidir 1604 4 Ehil Üye BİR GÜN Peygamber Aleyhisselam'ın huzuruna bir genç geldi. Sıkıntılı bir hâli vardı. "Ey Alllah'ın Resulü, zina etmem için bana izin ver. Artık tahammülüm kalmadı" dedi. Orada bulunanlar, gencin bu fena isteğinden dolayı, hiddete geldiler. Bazıları onu şiddetle azarlarken, kalkıp ağzını kapatmak için üzerine hücum edenler oldu. Suratına bir tokat aşketmek arzusuyla yerinden fırlayanlar bile vardı. Ancak, o Şefkatli Nebî, bunların hiçbirine izin vermediği gibi, susup genci dinledi. Sonra yanına çağırdı ve onu dizlerinin dibine oturtup sordu"Böyle bir şeyin senin annenle yapılmasını ister miydin?" Genç"Anam babam sana feda olsun yâ Resulallah! Elbette istemezdim." Peygamber Aleyhisselam"Hiçbir insan, annesine böyle bir şey yapılmasını istemez" buyurdu ve"Peki senin bir kızın olsaydı, ona böyle bir şey yapılmasını ister miydin?" diye sordu. Genç adam bu soruya da"Canım sana feda ey Allah'ın Resulü, istemezdim." diye cevap verdi. Peygamber Aleyhisselam"Hiçbir insan, kızına böyle birşeyin yapılmasını istemez" buyurdu. Ardından da"Halanla veyahut teyzenle böyle bir şey yapılmasını ister miydin?" dedi."Hayır yâ Resulallah!" dedi genç."Bir başkasının kız kardeşinle zina etmesini ister miydin?" dedi Resulallah."Hayır! hayır, istemezdim!" diye cevap verdi genç. Ve Peygamber Aleyhisselam sözlerini şöyle bitirdi"Hiç kimse, halasıyla, teyzesiyle, kız kardeşiyle zina edilmesini istemez." Sonra da, o gence dua buyurdu"Allah'ım bunun günahını bağışla, kalbini temizle ve namusunu koru." Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek! Mehmed Akif Ersoy 1606 5 Ehil Üye Şahide Nickli Üyeden Alıntı BİR GÜN Peygamber Aleyhisselam'ın huzuruna bir genç geldi. Sıkıntılı bir hâli vardı. "Ey Alllah'ın Resulü, zina etmem için bana izin ver. Artık tahammülüm kalmadı" bulunanlar, gencin bu fena isteğinden dolayı, hiddete geldiler. Bazıları onu şiddetle azarlarken, kalkıp ağzını kapatmak için üzerine hücum edenler oldu. Suratına bir tokat aşketmek arzusuyla yerinden fırlayanlar bile o Şefkatli Nebî, bunların hiçbirine izin vermediği gibi, susup genci dinledi. Sonra yanına çağırdı ve onu dizlerinin dibine oturtup sordu"Böyle bir şeyin senin annenle yapılmasını ister miydin?"Genç"Anam babam sana feda olsun yâ Resulallah! Elbette istemezdim."Peygamber Aleyhisselam"Hiçbir insan, annesine böyle bir şey yapılmasını istemez" buyurdu ve"Peki senin bir kızın olsaydı, ona böyle bir şey yapılmasını ister miydin?" diye adam bu soruya da"Canım sana feda ey Allah'ın Resulü, istemezdim." diye cevap Aleyhisselam"Hiçbir insan, kızına böyle birşeyin yapılmasını istemez" buyurdu. Ardından da"Halanla veyahut teyzenle böyle bir şey yapılmasını ister miydin?" dedi."Hayır yâ Resulallah!" dedi genç."Bir başkasının kız kardeşinle zina etmesini ister miydin?" dedi Resulallah."Hayır! hayır, istemezdim!" diye cevap verdi Peygamber Aleyhisselam sözlerini şöyle bitirdi"Hiç kimse, halasıyla, teyzesiyle, kız kardeşiyle zina edilmesini istemez." Sonra da, o gence dua buyurdu"Allah'ım bunun günahını bağışla, kalbini temizle ve namusunu koru." işte...bu..bunu eklemeye çalışıyordum...yaww ehl-i kalb kardeşlerime hayranım.. Marifet ufku.... Muhabbet denizinde çalan bir melodi gibidir 1607 6 Ehil Üye Nur suresi üçüncü ayet-i kerimede "zina yapan erkek, zina yapan kadınla ya da bir müşrik kadınla evlenir. zina yapan kadın da zina yapan bir erkekle ya da müşrik bir erkekle evlenir." "Allah'a tevekkül et! Zira O vekil olarak kuluna yeter!.." Ahzab/48 1607 7 Ehil Üye yalnız_seyyah Nickli Üyeden Alıntı Kusurunu itiraf eden , kusurunu kusurluktan çıkarır..affa mustahak olur..nefsinin kusurunu gören kusur işlememeye dikkat eder..sizdede bu hassasiyet var maşallah..söylenecek tek şey var..GÖZ-LE-Rİ-NEMİZE dikkat etcez... Göz, bir hassedir ki, ruh bu âlemi o pencere ile seyreder. Eğer Cenâb-ı Hakka satmayıp, belki nefis hesâbına çalıştırsan, geçici, devamsız bâzı güzellikleri, manzaraları seyr ile şehvet ve heves-i nefsâniyeye bir kavvat derekesinde bir hizmetkâr olur. Marifet ufku.... Muhabbet denizinde çalan bir melodi gibidir 1613 8 Ehil Üye Medrese talebesi bir genç iki odalı bir bağ evinde kalırken, karlı ve fırtınalı bir gecede, evin kapısı çalınır. Kapıya gelen genç bir kız, "Yolumu kaybettim, beni bu gece misafir alır mısınız, dışarısı çok soğuk" der. Genç talebe, ayrı bir odaya alır ve kapıyı kapatır. Mum ışığında ders çalışmaya devam eder. Aradan biraz zaman geçince kız merak eder, kapı aralığından bakar, gencin ders çalışırken arada bir elini muma tutup yanınca geri çektiğini ve tekrar ders çalışmaya devam ettiğini görür... Sabah olunca kız çıkıp evine döner. Merak eden ailesine, "Fırtınadan evimizin yolunu kaybettim, dolaşırken Edirnekapı civarında bir ışık gördüm oraya sığındım, bir medrese talebesi ders çalışıyormuş beni içeri aldı. Orada kalıp sabahleyin ayrılıp geldim" der. Babası, endişelenince, "Beni, ayrı bir odaya aldı, o kendi odasında ders çalıştı, bir ara kapı aralığından baktım, derse ara verip mumda parmağını yakıyordu, sabaha kadar, ara ara hep mumda parmağını yaktı" der. Bu genç kız vezirin kızıymış. Vezir iki asker gönderip, bu genç talebeyi makamına getirtir. Olup biteni bir de ondan dinler. Sonra, elini mum alevine tutmasının sebebini sorar. Genç talebe der ki "Efendim, ders çalışırken şeytan vesvese vermeye başladı, ben de böyle yapıp kendime; Eğer şeytana uyarsan yarın vücudunun tamamı yanacak şimdi sadece parmağın acısına dayanamıyorsun, bütün vücudun yanınca nasıl dayanacaksın?` dedim, kızınızın yüzüne bile bakamadım." Vezir bu olaydan çok etkilenir, bu gence kızını almasını, kendisine damat olmasını teklif eder. O da kabul eder. Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek! Mehmed Akif Ersoy 1617 9 Dost cevaplarınız için ALLAH razı olsun. Dualarınızı edin kurtulayım bu beladan. 1633 10 Pürheves pcteknik36 Nickli Üyeden Alıntı arkadaşlar yaş 16 malum ergenlik yaşı biliyorum dinimizde zinanın ne kadar günah olduğunu ve nikahsız kadının haram olduğunu namazlarımıda elimden geldiği gibi kılıyorum. fakat şeytenın hileleri üzerimde devam ediyor bi türlü kurtulamıyorum zina isteği uyanıyor içimde ve o pis olayı yapıcam diye çoook korkuyorum ve kendime güvenemiyorum . sizden yardım istiyorum neler yapmamamı tavsiye edesiniz. dua edin. Ehli kalemin yazdıklarından başka özellikle şahide ablamızın anlattığı kıssa bir şey yazmak bilmemki ne kadar dikkate değerdir ?? diye düğüncemin telaşından kurtulduğum anım olarak sayıyorum bu iki satir yazıyı....En tehlikeli yaş evrelerindendir sizinkisi.... O sıkıntılı ve fıtrata ters fiiliyattan sonra Rabbim korusun pusulu bir camın karşısına geçip '' KENDİMDEN NEFRET EDİYORUM '' gibi ... hatayı itiraf bir kulvar açılır kişinin pişmanik penceresinden.... Dünyaya o bencereden baktığınızda ,tüm eşyanın sizi lanetlediğini hiz etmeniz çok zor bir şey olmasa gerek..... Tek sevindirici yanı; Bu hissinizin İMAN VE FITRATINIZIN Halis ve saf olduğunun gösretgesi dir.......... Ve elinizde kan ise koskoca bir HİÇ.... En Tehlikesiz Evrelerindendir sizinkisi,..... Temiz Arkadaşlar ile ve ailen ile vakit geçir...... onlar sizin günahlara gitmenize engel olcak MUHAKKAK ..... inne nefse leemaretün bisui illa ma rahime rabbi.... yi unutmadan.. Ustasız bir iğne göreniniz varmi ??? abbim! Kalpleri birbirine ısındıran Sensin… İzzetinle, ancak kendi muhabbetine sakladığım kalbimi; Hikmetinle, eşimin kalbine de ısındırıyorsun. Senden emanet aldığımız kalplerimizi, yine Sana teslim ediyoruz. Kalplerimizi karartmamıza izin verme, Kalplerimizden Seni sevmeye yollar aç, Birbirimize olan sevgimizi, Seni sevmekle çoğalt, Beni ve eşimi, Seni sevdiren ve Seninle sevinen bir sevgiyle donat. Rabbim! görüyorum ki Sen,olmuş yeryüzünü her bahar yeniden diriltiyorsun… Kudretinle, kurumuş kemikler gibi ağaçları, Çiçek çiçek tebessüm ettiriyorsun. Yaprak yaprak urbalarla beziyorsun, Meyvelerce hediyelerle sevindiriyorsun, Toprağa düşüp, gözlerden uzak olan tohumları Yeniden gün yüzüne getiriyorsun. Sen bir baharı, bir çiçeği yaratırcasına kolayca yarattığın gibi; Eşimin getirdiği her gülden bir bahar tazeliğinde mutluluklar yarat bana, Yüzümde bir gül gibi açtırdığın her gülücükten, Eşimin gönlüne gül bahçelerinin ıtırını yay… Yıllar geçtikçe üzerimize çöken puslu hazanların etkisiyle, Unutkanlığın rüzgarında savurup dağıttığımız inceliklerimizi, Kalplerimizin kuytularında unutup, karanlığa bıraktığımız muhabbet sözlerimizi; Tohumlar gibi filizlendir, çiçekler gibi süsle, Yapraklar gibi tazeleştir, Meyveler gibi tatlandır… ALLAH’ım Bize öğrettiğin gibi Babamız AdemAS ve anamız Havva’yı Cennetten, Şeytanın aldatmacalarına kandıkları için çıkardın… Elbetteki bu, senin takdirindir, Haşa şeytanın keyfine kalmış bir iş değildir. Biliyoruz ki, bu sayede ancak hak edenler senin yakınlığına kavuşacaktır. iyi ile kötü birbirinden ayrılacaktır. Cennetinden sabırsızlığımız yüzünden çıkarıldık, Tembelliğimiz yüzünden geri dönemiyoruz. Rabbim! Beni ve eşimi de Bu dünyadan Cennete dönmek için, Birbirini hayra kaldıranlardan eyle! Sabırsızlığımız yüzünden bizi birbirimizden uzaklaştırma! Sabır ver bana ki; eşimi muhabbetimin ve şefkatimin cennetinde ağırlayayım Tembellikten uzak tut beni ki; eşimi hiç sebepsiz sevindireyim, Hiç karşılık beklemeden seveyim… ALLAH’ım Biliyorum ki sen, rahmetinle İbrahim’in AS tenini ateşe yaktırmadın, Bende İbrahim AS gibi sana teslim olmaya niyetlenmiş bir kulunum. Besbelli nefsimin nemrutluğu ile İbrahimAS kadar başa çıkabilmiş değilim, Görünen o ki, kolayca da başa çıkamayacağım. Nefsim, içimde sık sık inatçılığın ateşini körüklüyor, Kalbimi kıskançlığın alevlerine savuruyor… Nasıl ki İbrahim AS Senden ateşi söndürmeni istememiş, Ama bu ateşin içinde kalarak, kurtuluş istemişti… Kulun ve elçin İbrahimAS biliyordu ki; Senin kendisine selamet vermen, ateşin söndürülmesi şartına bağlı değildir. Rabbim! şimdi sana, kulun ve elçin İbrahim’in AS teslimiyeti hatırına yakarıyorum ki, Beni, fıtratıma, sonsuz hikmetinin gereğince yerleştirdiğin inatçılığım ve kıskançlığımla bıraksan da, Bu duygularımı benim ve eşim için “serin ve selametli” eyle! Kıskançlığın ve inatçılığın ortasından bizi, mutluluğun ve sadakatin gül bahçelerine eriştir… İnatçılığımı; evliliğimi yürütecek istikametli bir kararlılığa, Kıskançlığımı; evlilğimi koruyacak sağlam bir kalkana dönüştür!… Rabbim! Biliyorum ki Sen, kudretinle, Musa’nın AS asasının dokunduğu taşların bağrından billur sular akıttın. Bende, Musa AS gibi Seni,suskunluğun çöllerinde aramaya çabalayan bir kulunum… Kulun ve elçin Musa’nınAS eline katı taşları yumuşatıp, Yaşlar döktüren bir asayı verdiğin gibi, Benimde bakışıma ve duruşuma, Eşimin kalbini yumuşatacak, dilindeki düğümleri açacak esrarı bahşet! Sen, bana eşimin kalbinden, şefkatinyumuşaklığını tattır! Eşimin dilinden,aşkın serinliğini taşır. Beni ve eşimi anlayışsızlığın çölünden, muhabbetin denizine eriştir! Beni ve eşimi kalbimin kıyılarına erişmekten alıkoyan, Nefis firavununu kendi hırsının denizinde boğ. Bize çok şeye sahip olmakla mutlu olunacağını telkin eden, Daha çok tüketmekle huzur bulunacağını haykıran, Tüketim sihirbzlarının yalanlarını, Kanaatkarlığımızın yutup, yok etmesine izin ver… Rabbim! Biliyorum ki Sen, rahmetinle, İsa’ya AS ölüleri diriltme muzicesi bahşettin. Kalpleri ölmüş ve inançları yozlaşmış bir toplumu, İhya etmek için, çürümüş tenlere tazelik bahşeden tecellilerini, Elçin ve kulun İsa AS üzerinden gösterdiğin gibi, Bana da, eşimin aşkını canlandıracak aşk ver! Dokunuşlarıma İsa’ya AS bahşettiğin gibi diriltici sırdan bahşet! Eşimi sevmek ve sevindirmek için çektiğim sancıları, sancısı gibi bir İsa’ya AS analık edecek bereketlerle sebep eyle! nefsimize uymakla heba ettiğimiz günlerimizi, Seni anmakla yeniden ihya et! Gıybet ve boş sözle yaktığımız sevaplarımızı, Tevbe ve özrümüz sebebiyle bize iade et! Ettiğimiz kötülükleri, içten bir pişmanlıkla Sana dönme vesilesi eyle de, rahmetinin dokunuşuyla İyilikler olarak hesap et! Rabbim! Sen ki kulun ve Resulün Her türlü sevgi ve muhabbetin sebebi ve vesilesi olan, Muhammed’e SAV; kocası hakkında fısıltıyla konuşan kadının sesini işittiğini, Kitabında açıkça söylüyorsun. “Muhakkak ki …Kadının sesini işitti” Beni, benim kendimi anladığımdan daha iyi anlayan yalnız Sensin! Beni, benim kendimi sevmemden önce de seven Sensin Eşim hakkında dile getiremediğim, Dile getirmekten çekindiğim, Yüreğimin odacıklarında tereddütle sakladığım, Ne kadar hayır dua varsa, sen kabul et! Beni, benim söylediğimden daha fazlasıyla ancak Sen anlarsın! Halim sana ayandır, dilimden gelen ancak bu eksik beyandır… amin…amin.. Okunuyor Zinadan Kurtulmak için Dua Şekl b. Humeyd anlatıyor “Ben Resûlullah’a – Yâ Resûlallah! Bana bir dua öğret, dedim. Hz. Peygamber bana şunları söylememi tavsiye etti Allahümme innî eûzü bike min şerri sem’î ve min şerri basarî ve min şerri lisânî ve min şerri kalbi ve min şerri meniyyî’. Manası Allahım! Kulağımın, gözümün, dilimin, kalbimin ve beni zinaya götürecek menimin şerrinden sana sığınırım.” Ebû Davud, Vitir, 32; Tirmizî, Daavât, 76. Ziyâd b. Ilâke’nin, sahabilerden olan amcası Kutbe b. Mâlik’ten rivayet ettiğine göre, Resûlullah şöyle dua etmiştir “Allahümme innî eûzü bike min münkerâti’l-ahlâkı ve’l-amâli ve’l-ehvâi.” Manası “Allahım! Ahlâkın, amellerin ve arzuların kötülerinden sana sığınırım.” Tirmizî, Daavât, 143; Hâkim, el-Müstedrek, 1/714. Yazı dolaşımı EŞİNİN AĞZINA BİR KARPUZ DİLİMİ VERMEK SADAKA MIDIR? Eşinin Ağzına verdiği lokma Bir düğün sohbetinde, aile geçimi ile ilgili olarak, Peygamber Efendimiz’in bir hadisine yer vermiştim. Hadiste Allah Rasülü şöyle buyuruyor Sa`d İbni Ebû Vakkâs radıyallahu anh’ın rivayet ettiği, bu kitabın baş tarafındaki ihlâs ve niyet konusunda geçen uzun hadiste Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Sa`d’e hitâben şöyle buyurmuştu“Allah rızasını düşünerek yaptığın harcamalara, hatta yemek yerken eşinin ağzına verdiğin lokmalara varıncaya kadar hepsinin mükâfatını alacaksın. ”Buhârî, Îmân, 41, Cenâiz 36, Vesâyâ 2, Nefekât 1, Merdâ 16, Daavât 43, Ferâiz 6; Müslim, Vasıyyet 5. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Ferâiz 3; Tirmizî, Vesâyâ 1; Nesâî, Vesâyâ 3; İbni Mâce, Vesâyâ 5 Erkam Yayınları, Riyazüssalihin vd. Bu hadisi şerif çerçevesinde, konuyu izah ederken, özellikle, hatta eşinin ağzına verdiği lokma bile ifadesinin, eşler arasındaki muhabbet, sevgi ve birlikteliği de sağladığını anlatmıştım. Ertesi gün, çok sevdiğim bir din görevlisi hocamız, Müftülükteki odama gelerek, beni ziyaret etti Sohbet ederken, düğün sohbetinde anlattığım hadisi şerif ile ilgili olarak, bana şunları anlattı -Hocam ben 40 yıllık din görevlisiyim. 40 yıllık da evliyim. Şimdiye kadar bu hadisi duymamıştım. Sohbetten sonra eve gittim. Eşim, balkonda oturalım dedi. Yaz mevsimi olması sebebiyle, muhabbet ederken, kestiği karpuzu tabaklara dilimler halinde koymuş, bana da buyur bey diye verdi. Ben de karpuz tabağını elime aldım. Çatalı karpuz dilimine batırdım. Tam ağzıma alacakken, Hocam inanın, sizin anlattığınız hadis-i şerif aklıma geldi. Siz gözümün önüne geldiniz. Bir an durdum. Ağzıma götüreceğim bir dilim karpuzu çatalımla eşimin ağzına uzattım. Buyur dedim. Eşim o karpuz diliminden ısırdı. Sonra bana hayırdır, 40 yıllık evliyiz, şimdiye kadar böyle bir şey yapmamıştın. Ne oldu, sana deyince, Hocam ben de eşime peygamberimizin hadisini anlattım. Eşim gözyaşlarını tutamadı. “ O ne büyük insan, bundan 1400 küsür sene önce, bir hadisin uygulamasını gördüm” dedi. Ve çok mutlu oldu. Ben de bu hatıramı sizinle paylaşmak istedim, dedi. Evet, demek ki peygamberimizin hadislerini okumak yetmiyor, onu hayatımızda da uygulamak gerekiyor. Uygulayanlara ne mutlu! Vehbi Akşit- Belçika La Louvire Yavuz Sultan Selim Cami Din Görevlisi Erkam Yayınları, Riyazüssalihin vd. 294. Sa`d İbni Ebû Vakkâs radıyallahu anh’ın rivayet ettiği, bu kitabın baş tarafındaki ihlâs ve niyet konusunda geçen uzun hadiste Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Sa`d’e hitâben şöyle buyurmuştu “Allah rızasını düşünerek yaptığın harcamalara, hatta yemek yerken eşinin ağzına verdiğin lokmalara varıncaya kadar hepsinin mükâfatını alacaksın.” Buhârî, Îmân, 41, Cenâiz 36, Vesâyâ 2, Nefekât 1, Merdâ 16, Daavât 43, Ferâiz 6; Müslim, Vasıyyet 5. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Ferâiz 3; Tirmizî, Vesâyâ 1; Nesâî, Vesâyâ 3; İbni Mâce, Vesâyâ 5 Açıklamalar Sözü edilen bu 7 numaralı uzun hadîs-i şerîfte Sa`d İbni Ebû Vakkâs başından geçen bir olayı anlatmıştı. Olay şu idi Peygamber Efendimiz’le birlikte Vedâ Haccı için Mekke’ye gelmişlerdi. Sa`d orada ağır bir hastalığa yakalanmıştı. Efendimiz kendisini ziyârete geldiğinde, Mekke’de öleceğini düşünerek ona bir mesele danışmıştı. Demişti ki, ben zengin bir adamım. Kızımdan başka da mirasçım yok. Malımın üçte ikisini sadaka olarak dağıtabilir miyim? Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem de ona mirasçılarını zengin bırakmak gerektiğini, onları başkalarına muhtaç etmenin doğru olmayacağını anlatmış ve malının üçte birini sadaka olarak dağıtabileceğini buyurmuş ve peşinden de yukarıdaki hadîs-i şerîfi söylemişti. Bu hadîs-i şerîf her işin başının Allah rızası olduğunu ortaya koymakta, insan ne yaparsa Allah’ı memnun etmek için yapmalı, demektedir. Burada bize şu anlatılmaktadır Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için büyük paralar, servetler harcamak şart değildir. Çoğu kimsenin önemsemediği bir işi yaparak da Allah rızası kazanılabilir. İnsan eşini, çoluğunu çocuğunu sevindirirken, onlarla gülüp oynarken bile sevap elde edebilir. Önemli olan, “Rabbim ben eşimi mutlu etmek, çocuklarımı sevindirmek istiyorum. Sen onları bana emanet ettin. Ben de senin emanetine saygı duyuyor, onlara karşı görevimi yapıyorum”, diye düşünebilmektir. Çocuklarına bir yiyecek, giyecek alırken Allah’ı düşünmek ve onun rızasını elde etmeyi istemektir. Aile fertlerinin geçimini temin etmek, onları kimseye muhtaç etmemeye çalışmak dinimize göre önemli bir olaydır. Allah’ın sevgisini, cennetini, cemâlini kazandıracak kadar büyük bir meseledir. Eşiyle şakalaşırken maddî haz duymak, sevap kazanmaya engel değildir. Nitekim Peygamber aleyhisselâm insanın eşiyle cinsî ilişkide bulunmasının bile sadaka olduğunu ifâde buyurmuş; bunu yadırgayan sahâbîlerine “Ya ihtiyacını haram yoldan giderse ne olacaktı!” diyerek bu gerçeği perçinlemiştir. Şakalaşırken eşin ağzına verilen bir lokma bile sadaka sayılırsa, ailesinin ihtiyaçlarına sarfettiği paralar kim bilir insana ne büyük sevaplar kazandırır! Hadisten Öğrendiklerimiz 1. Allah rızası için yapılan her hayır insana sevap kazandırır. 2. Mübah işler iyi niyetle yapıldığında birer hayıra dönüşür. 3. Bir müslümanın eşini sevindirmek için yaptığı her davranış, Allah’ı memnun eder.

eşimin zina yapmaması için dua